BİLE BİLE LADES

Metallica’nın köklere dönüş albümü Death Magnetic ve kariyer potpurisi Hardwired… to Self-Destruct‘tan sonra ne yapacaklarını merak ediyordum. Şahsen 72 Seasons‘u ilk duyrulduğu andan beri bekliyorum. Şarkı isimlerine ilk baktığımda bu albümün Papa Het için hayli kişisel olacağını anlamıştım. Papa Het’in rehabilitasyon sonrası böyle bir tema seçmesi tevekkeli değil. Ne yazık ki bu son albüm beklentilerimi tam karşılamadı ve bunda alınan bazı kararların büyük payı var.

Peki dünyanın en büyük grubu kötü kararlar alabilir mi? Sıklıkla! Lars’ın sürekli yeni fikirler üretmesine saygı duysam da Metallica tarihindeki en büyük fiyaskoların sorumlusu da ironik bir şekilde kendisidir! ...And Justice for All‘da bass gitarın duyulmaması, Load dönemindeki imajları, St. Anger‘a dair alınan bütün kararlar ve tabii ki Lulu!

Bu albümdeki kötü kararlara gelirsek… Bir kere Greg Fidelman bir prodüktör değil, ses mühendisi. Bu adamcağıza ikidir zorla prodüktörlük yaptırıyorlar ve albüm yazımına katkısı ortada. İkincisi, Kirk’le birinin konuşması lazım artık. Doğaçlama soloları (bu da Lars’ın fikri) hem çok vasat, hem de hepsi birbirinin aynısı! ”The Day That Never Comes”daki solosu son akılda kalan solosuydu bence. Üçüncüsü, uzun şarkılardan ve sakız gibi uzayan intro’lardan sıkılan bir tek ben değilim. Albüm zaten yeterince uzun, en iyisi ben daha fazla uzatmadan albüme geçeyim.

Albümün ilk teklisi “Lux Æterna” tam bir Kill ‘Em All marşı! İşte Metallica’dan bu riffleri duymamız lazım! “If Darkness Had a Son” albümdeki diğer bir favorim! Rob’ın sondaki Cliff vari dokunuşu çok güzel! “Screaming Suicide” yine albümün gaz şarkılarından ve canlı dinlemek çok zevkli olacak! 11 dakikalık “Inamorata”nın başına dayanabilirseniz sonuna doğru güzel bir harmoni sizi bekliyor. Bu şarkıda bir Black Sabbath havası var. “Too Far Gone” gibi bir iki tane daha fena olmayan şarkı var, ama albümün geri kalanı uzun ve monoton! Hele “You Must Burn” diye bir şarkı var ki adı “You Must Sleep” olmalıymış! Eski albümlerdeki James ve Kirk arasındaki o dinamik paslaşmaları mumla arıyoruz bu albümde.

Elbette dünyanın en büyük metal grubuysanız beklenti de bir o kadar büyük oluyor. İlk beş albümünüzün kalitesine yakın albüm yapma baskısı da kolay değil, ancak hala ”full speed or nothing” diyebiliyorsanız mazeret kabul edilemez! James geçenlerde vokalist olarak kendini zorlamayı sevdiğini söylemişti. Bu albümdeki performansı bunu doğruluyor! Keşke Kirk ve Lars da kendilerini zorlasa biraz. İşte iyi bir prodüktör burada devreye girer. Günün sonunda 72 Seasons bir oturuşta hazmetmesi zor ve beklentileri tam anlamıyla karşılamayan bir albüm. Yine de yeni turne için bize 4-5 sağlam şarkı armağan ediyor! Yalnız bir sonraki albümde Metallica’nın konfor alanından çıkıp kendini yeniden keşfetmesi gerekecek. Umalım ki iyi prodüktörle! (7/10)

Yorum bırakın